Yürüyordum...
Vaktin azaldığını biliyordum. Hava kararıyordu. Eve dönmeliydim.
Ama çözmem gereken bir şey vardı. Acele etmeliydim. İzlendiğimi
hissediyordum. Bu duruma nasıl mı geldim? Her şey bu sabah oldu...
Sabah
kalktığımda odamın içerisinde bir soğukluk vardı. Evde
herkesin öldürüldüğü kanlı bir rüyadan yeni kalkmıştım ve
bu soğukluk iyice ürpermeme sebep oldu. Kaloriferi kontrol ettim.
Açıktı. Çok şaşırmıştım. Açıktı, hem de ateş gibiydi.
Ama ben elimi çektiğimde sıcaklık yerini keskin bir soğukluğa
bırakıyordu. Kendimi uykudan yeni kalktığım için soğuk
hissettiğime inandırmaya çalıştım. Oysa hissediyordum, bir
şeyler yolunda değildi. Yorganımı yavaşca açtım. Korkmuyor
değildim. Yataktan aşağı adımımı atmamla suratıma doğru bir
rüzgar esintisinin gelmesi bir oldu. Bu
kadarı fazlaydı. Hışımla pencereye yönelip ani bir hareketle
kolunu çektim. Açılmıyordu,
kapalıydı. Esinti buradan gelmiyordu. Sendeleyerek bir kaç adım
geriye gittim. Ve ensemde bir nefes hissettim. Bir süre duraksadım.
Korkuyordum. Sonra aklıma rüyamdaki gibi kanlı görüntüler geldi
ve yapabileceğim en iyi şeyi yaptım. Masamdaki kalemi alıp arkama
hızla döndüm. Ama boşuna... Sonra kendi kendime ne kadar şüpheci
olduğumu söyleyerek kombiyi kontrol etmek için mutfağa doğru yol
aldım. Salona çıktığımda etrafta çok fazla yayıntı gördüm.
Gözlerimi etrafta gezdirdim. Sonra baktığım yerde bir şey
gördüm. Kırmızı bir şey... O... O... Kan olabilirmiydi?
Gözlerimi ovup tekrar baktım. Kaybolmuştu. Sanki güzel evim,
perili bir ev oluvermişti. Umursamamaya çalışarak mutfağa
gitmeye devam ettim. Mutfağa adımımı attığımda, şaşkınlıktan
küçük dilimi yutabilirdim.Açıkçası bunun olacağını asla
tahmin edemezdim, çünkü annem sandalyeye oturmuş, kolunu masaya
uzatmış, kafasını da onun üstüne koymuş, gözlerini
kapatmıştı! Ve etrafta kırmızı şeyler vardı. Yanına yavaşca
yaklaştım. Annem önlük giymişti. Kımızı şey katıydı.
Parmağıma bulaştırıp kokladım. Sonra tadına baktım.
Yok ya, bu salçaydı. Annem bayılmıştı. Sonra dün gece okuduğum
dedektif kitapları sayesinde annemin mutfakta saldırıya
uğradığını, sonra karşısındaki kişinin onu bayılttığını
anlayabilmiştim. Çünkü mutfak ve ev dağınıktı. Ayrıca yakın
bir zamanda olmuş olmalıydı. Çünkü annemin o gün yaptığı
salça sıcaktı. Olay gece olsaydı salça soğurdu. Daha önce de
dediğim gibi, ev her zamankinden daha soğuktu. Böyle düşününce
etrafıma hızla baktım. Bir şey göremeyince annemi ayıltıp zar
zor ona sorular sordum. Benim merak ettiğim asıl şey, annem neden
gecenin bir vaktinde ayaktaydı? O kadar korkmuştum ki, mutfağa
gidiş amacımı unutmuştum. Annem, hala yarı baygın olduğu için
sorduğum sorulara ceyap vermeyip temizlenip yatağına gitti.
Kombiyi kontrol ettim. Açıktı. Oh yo, tüm bunlar gerçek
olamazdı. Kaşlarımı çattım. Evin her yerinden duyulcak şekilde
şöyle bağırdım:
-"Tüm
bunlar da ne demek oluyor?"diye, o anda ayaklarım yerden
kesildi. Odama götürülüyordum. Ayaklarımın altındaki hava
akımı benim uçmamı sağlıyordu. Sevinsem mi, korksam mı
bilemedim. Sonra yatağıma fırlatıldım. Tahta kalemim havalandı.
Tahtaya şu sözler yazıldı:
-"İnsanoğlu!
Sen böyle bir şey söyleme cesaretini nereden buluyorsun!? Sen
bizim kim olduğumuzu biliyormusun?"
Sinirlenip
şaşırmıştım. Karşılık olarak bağırdım:
-"Önce
evimi talan edin, sonra annemi... Ben neden sizinle konuşuyorum ki?"
Onların
umurunda bile değildi. Hala kendilerini üstün görüyorlardı.
Veya kendisini...
-"Kurtulman
ancak bize kara ormandaki gizemi çözüp getirmendedir."
-"Niye?
Daha fazla salça ve baygın insan olsun diye mi? Hayır, almayayım."
Öyle
söyleyince boğazıma bir şey yapıştı. Nefes alamıyordum. Bu
sefer çok ürkünç bir ses duyuldu.
-"sen
canına mı susadın? Sana canını kurtarmak için gizemi çözmen
gerektiğini söylüyorum!"
Bu
sözler üzerine hemen kabanımı omzuma attım. Ve dışarı çıktım.
Merdivenler ıssızdı. Saatime baktım. Saat 10'du ve genellikle bu
saatte işe, okula yetişmeye çalışan insanlarla dolu olurdu.
Sokak ise bomboştu. Tıpkı
istediğim gibi. Yürümeye
devam ettim. Her yer bomboştu. Kendimi tutamadım. Yolun yarısını
çığırarak koşturarak geçtim. Bir ara da söylendim:
-"Kara
orman yok ki buralarda, ne uğraşacağım. Bir dakika, ben neden tek
numarası tahta kalemi uçurmak olan bir şeye inandım ki? Ayy, her
şey çok karışık."
Sonra
köşeyi döndüm ve karşıma sık ağaçlar çıktı. Çok
şaşırdım. Fırının yerinde yeller esiyordu. Onun yerinde bir
orman vardı!
-"Kara
orman bu olmalı" diye düşünüp ilerledim. Sık ağaçlar
güneş almıyordu. Her ağacın kovuğunu kontrol ettim. Sonra
karşıma o gün annemden sonra gördüğüm ilk insan çıktı! Ama
ağacın içinden geçti. Tam
o anda bir insan görmek istemiştim. Yavaşca
ilerlemeye devam ettim. 2 saattir bir şey arıyordum. O ana kadar
sadece 2 insan gördüm ve ikiside kafalarını yarmaktan
kurtulmuştu. Yürüyordum... Vaktin azaldığını biliyordum. Hava
kararıyordu. Eve dönmeliydim. Ama çözmem gereken bir şey vardı.
Acele etmeliydim. İzlendiğimi hissediyordum. Arkamda dal
çıtırtıları vardı. Daha doğrusu varmış
gibi hissediyordum. Ve
ses duyduğumu sandıkça artıyordu. Arkamı yavaşca döndüm. Bir
kedi görmeyi umuyordum. Ve gördüğüm şey nutkumun tutulmasına
yol açtı. Bir kedi görmüştüm! Ben şaşkınlıkla kendisine
bakıyorken yanımdan geçti. Ve o anda keşke köpek olduğunu
düşünseydim dedim. Ve kedi, köpeğe benzemeye başladı!! O anda
her şeyi anladım. 2 saatlik yolu geri koşmaya çalıştım. Ama
olmadı. Kaybolmuştum. Ama, gidiş sebebimi hatırladım ve keşke
ağaçlar yol açsa diye düşündüm. Aynen dediğim oldu. Kısa
zamanda eve varmıştım. Eve adım attığımda ev iyice dağılmış,
annem hala
yatıyordu. Kimse uyanmamıştı. O korkunç şey gizemin ne olduğunu
soruyorken ev yıkılacak sandım. Sonra cesurca açıkladım:
-"Bu
dünya, kara orman, sokağın sessizliği, hepsi benim hayal gücümün
dışa vurmuş hali. Ve sen de bunlardan birisin. O yüzden
böbürlenmeyi kes. Şu ana kadar hep olumsuz düşündüm. Bu yüzden
başıma bunlar geldi. Ve istersem bunlara bir son verebilirim. Bence
her şeyi normal hale sokup bu evden ayrılsan iyi olur."
Bir
anda her şey eski haline döndü. Ev toplandı. Salçalar gitti. Ve
zaman gerisine döndü. Herkes uyandı. Çok mutluydum. Olumsuz
düşüncelere yer yok artık hayallerimde. O an hayal gücüme
gerçekten hayran kaldım. Ansızın kardeşim seslendi:
-"Abla
gelmiyormusun? Kahvaltı yapacağız."
O
an da her ne kadar zihnim dolu olsada hayallermi bırakıp sadece
eğlenmeme baktım. Ama ertesi sabah başıma gelceklerden haberim
yoktu...
NOT:Kızımın ricası üzerine bu yazıyı yayınlıyorum. Hikaye tamamen 11 yaşındaki kızım tarafından kaleme alınmıştır. Yazısı hakkında neler düşündüğünüzü merak ediyor.
Sonuna kadar okudum, sonunun neye varacagini merak ederek. Ama bu sonu acikcasi beklemiyordum. 11 Yasinda buyuk bir yetenek bence kiziniz! Bravo!
YanıtlaSilAnnem, babam, arkadaşlarım ve öğretmenimden sonra yazımı okuyan ve yorum yazan ilk kişi oldunuz. Ve bu beni gerçekten çok heyecanlandırdı. Bu duygu anlatılmaz, yaşanır. Evet, arada bir oturup böyle şeyler yazarım ama annemin yayınladığı yazıma yaptığınız yorumun beni çok mutlu ettiğini itiraf etmeliyim. Tüm bunlar ilk adım. Büyüyünce iyi bir yazar olmayı istiyorum. Çok teşekkürler...
Sililk kitabini imzali isterim, yolun acik olsun Kucugum :)))
SilSözüm olsun, teşekkürler :)
SilSonuna kadar okudum, giriş kısmının gelişmede bağlanma şekli ve bazı noktalar gerçekten profesyonelliği andırdı. Bir kaç noktada duraksasamda sürükleyici olmuş bağlamış ve merak uyandıran bir eser ortaya çıkmış. Tebrikler ve mutlaka hikaye tamamlanmalı...
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Giriş kısmının o şekilde olması hikayeyle ilgili bir merak uyandırıyor. Ben bunu yazıyorken haftasonu başımdan geçenlerden esinlendim. Eh, her gün fırına gidiyorsanız işin içine azıcık oyun katmakta hiç bir zarar yoktur:)
YanıtlaSilKelimelerle oynamış resmen çünkü daha 11 yaşında. Annesi bu gözden kaçmaması gerekne bir yetenek benceç. Burada yayınladığına bunun farkında sanırım. Onun için güzel şeyler olacak belli. kollarına kalemine sağlık deyin. yanaklarından öpüyorum
YanıtlaSil5 yaşından beri kitap okuyor. Yazmayı öğrendiği günden beri nerdeyse herşeyi yazarak anlatıyor. Bir süredir de hikaye yazıyor,bize de destek olmak düşüyor. Buraya yazdığınız yorumları heyecanla takip ediyor ve daha fazla yazma isteği duyuyor. Bu arada " o da sizi öpüyor" ve teşekkürlerini iletmemi istiyor. Çok teşekküler güzel yorumunuz için.
SilYaşından büyük bir iş yapmış bravo ona :)) Geleceğin büyük yazarlaeından birinin hikayesine yorum yapmak heyecanlandırdı beni ;)) Yolu açık rabbim gönlüne göre versin :))
YanıtlaSilNe kadar güzel bir yorum, güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Silben de çok beğendim. dili çok güçlü gerçekten. maşallah. yolu açık olsun kuzunun :))
YanıtlaSilSanırım çok okumasına bağlı, tam bir kitap kurdu. Çok teşekkür ederim güzel dileğiniz için.
SilÇok güzel, şahsen yeteneğine söyleyecek kelime yok... Allahım yolunu açık etsin.. Kızınızla ne kadar gurur duysanız azz..:))
YanıtlaSilAklından geçenleri yapması için hep destek oluyoruz ve olacağız(kardeşleri içinde tabii ki). Çok teşekkürler:)
Sil